%15 indirim uygulamasının düşürdüğü karı aynı seviyeye çekmek için %150 ekstra ciro gerektiğin unutmayın.
VALURA’nın hedefi; hizmet verdiği şirketlerde ilk 12 ayda işletme karını ve değerini ortalama %54 artırmaktır.
125 farklı verimsizlik analizi sonucu karı en çok aşağıya çeken konuların başında “Fiyatlandırma Stratejisi” olduğunu görüyoruz.
Fiyatlandırma modeli üst yönetimin yeterli analizi yapmadığı bir alan. Sizin için işletme karını aşağı çeken fiyatlandırma hatalarından bir kaçını derledik.
Kar Kaybı
Yüzlerce işletmeyi detaylı analiz ettiğimizde sektörden veya hazimden bağımsız 6-7 ortak sorun tespit ettik. Bu sorunların çözümü için “C.V.M.S - Şirket Değeri Maksimizasyonu Sistemi”ni oluşturduk.
Bu makelede en önemli verimsizliklerden olan Çalışan Verimsizliğini Sessiz İstifa kavramı
ile değerlendireceğiz.
Dünya üzerindeki coğrafi sınırları neredeyse ortadan kaldıran küreselleşme kavramının etkileri hayatın her alanında kendini göstermektedir. Küreselleşme olgusu beraberinde kızgın bir rekabet ortamını da getirdiğinden firmalarda bu değişime ayak uydurmak zorunda kalmışlardır.
Sanayi, üretim sektörü, devletlerin gelişmesinin, refah seviyesini artırmasının temel taşını oluşturmaktadır. Son yıllarda küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, krizler, istikrarsız politikalar, virüs salgınları dünyanın ekonomik görünümünü, düzenini değiştirmiştir. Başta üretim sektöründe yaşanan ciddi sıkıntılar nedeniyle diğer sektörler de etkilenerek küresel bir gerileme sürecine girilmiştir.
Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya'nın kesişim noktasındaki stratejik konumu ve 82 milyona yakın nüfusuyla Türkiye, güçlü inşaat sektörünü, giderek büyüyen ticari ve sınai üretimiyle bir araya getirerek gayrimenkul geliştiricileri ve yatırımcıları için harika fırsatlar sunmaktadır.
Bilgi ve İletişim Teknolojileri - BIT (Information and Communications Technologies/ICT);
enformasyon ve bilgiyi yaratma, saklama, dağıtma, erişimini sağlama ve yönetme süreçlerinde
kullanılan tüm donanım, yazılım ve ilgili hizmetlerin bütünlüğü olarak tanımlanır.
Sektör, son yıllarda yatırımcıların ve girişimcilerin en aktif olduğu alanlardan birisidir. Bu ilginin
sebebi, sektörün pek çok yeniliği ortaya çıkarmasını sağlayan dinamik yapısı ile günlük hayatımıza ve
iş yapış şekillerimize doğrudan etki etmesidir.
Global Bakış - Dünyanın en büyük 100 savunma firmasından 42 tanesi ABD firmasıdır. ABD savunma
AR-GE harcamalarında çok büyük bir üstünlüğe sahiptir. Savunma sanayinde dünya ikinciliği ve Avrupa
birinciliği ise İngiltere’nindir.
ABD’yi AB ülkelerinden İngiltere, Fransa ve Almanya takip etmektedir. Türkiye son dönemlerde yaptığı
yüksek AR-GE harcamaları ile Almanya’dan sonra gelmektedir.
Otomotiv endüstrisi, motorlu taşıtların tasarım, geliştirme, üretim, pazarlama ve satışıyla ilgili çok çeşitli şirket ve organizasyonları kapsamakta olup; küresel ekonomi içinde hacim, etkileşim ve yaygınlık gibi değerler açısından en önemli sektörlerden biridir.
Gelişmiş ülkelerin ticari üstünlüklerini sürdürecekleri beklenirken, gelişmekte olan ülkeler ise küçük tarım
işletmeciliğinde akıllı teknolojilerin kullanılması ile pay alma çabasındadır.
Tarımsal çeşitliliği ve uygun iklimine karşın Türkiye, dünya gıda ticaretinden %1 kadar pay alabilmektedir.Temel sorun Türkiye’de tarımın sanayiye sürekli, istenen kalite ve miktarda hammadde
sağlayamamasıdır.
Bugünlerde her ekonomi uzmanının, her danışmanlık şirketinin “COVID-19 sonrası yeni Dünya düzeninin ekonomik ve yönetimsel etkilerinden” bahsettiğini görüyoruz.
Bununla birlikte söz konusu yeni iş yapış dönüşümünü biz “11 Adım Değer Artış Programı”mızda yer alan şirketlerimize uzunca zamandır uygulamaya çalışıyoruz.
Tüm Dünya zor bir dönemden geçiyor, bir numaralı önceliğimiz sağlığımız. Bununla beraber COVID-19’un yıkıcı etkilerinden en çok etkilenecek olanlar ekonominin temel taşı olan işletmeler olacaktır. Böyle bir dönemde işletme sahipleri ne yapmalılar? Hangi adımları hangi sıra ile atmalılar?
Basit düşünce, eylem, uygulama vb faktörlerin değerlendirilerek, nasıl fırsatlara dönüşebileceğini, ürün ve hizmet(ler)den memnun kalan müşteriyi ağızdan ağza yayılma sayesinde nasıl birer yürüyen, nefes alan reklama dönüştürülebileceği, ürünün/hizmetin potansiyel alıcılarının nasıl bulunacağını, satışla ilgili sonuca götüren eylem, aksiyon uygulama ve başarılı olmuş işletmelerdeki uygulamaları ele alan Mark Joyner'in kitabından alıntılar ile naçizane bahsetmek istiyorum.
Çoğu şirket sahibi işletmesini satmak istediğinde, beklentilerini karşılayacak bir tutarı yatırımcıdan alacağını tahmin eder. Nede olsa yılları verdikleri işletmeleri çok değerlidir.
Ancak satış zamanı geldiğinde, birçok hissedar işletmelerinin umduğundan daha düşük değerde olduğunu deneyimler.
KOBİ’nin tanımı nedir? Evet açılımı küçük ve orta ölçekli işletmeler ancak ekip olarak bizim bir KOBİ tanımımız var. “Her şeyi kıt olan işletme”
Söz konusu şirketlerin zamanı kıt, nakdi kıt, kaliteli ekibi kıt, kapasitesi kıt, kurumsallık seviyesi kıt kısaca birçok imkanı kıttır. Bu işletme sektöründe neredeyse tüm imkanlara sahip büyük bir rakibi ile baş etmesi hatta önüne geçmesi mümkün müdür?
Rahat bir emeklilik, hissedarın sahip olduğu en önemli varlık şirketleri olabilir, şirket sahipleri işletme yaşam süresince kazandıklarını çoğunlukla işletmelere yatırmaktadırlar. Her ne kadar anlaşılabilir olmakla birlikte eğer işletmeleri yatırımcı tarafından talep görmez ise ve değeri maksimize edilmemişse tüm söz konusu yatımlar boşa gidecektir.
Şirket sahiplerinin işletme içerisinde ve özellikle gündelik işlerde geçirdiği vakit ile işletmenin değeri ve yatırımcı cazibesi arasında doğrudan korelasyon vardır. Bu süre azaldıkça işletmenin değeri ve cazibesi artmaktadır.
İşletmenin başarısı için gerekli tüm süreç, sistem ve ticari sırların kaynağı hissedardır;
Kurucular şirketin tüm süreçlerine hakim olması hatta tasarlaması kadar doğal olan bir gelişme olamaz. Bununla birlikte eğer know-how işletme içerisinde yetkin ve inisiyatif sahibi yöneticilere dağıtılmaz ise işletmenin cazibesi ve satılabilirliği zarar görür.
VALURA olarak son sekiz yılda yüzlerce şirketi analiz ettik. Karsızlık sorunları yaşayan, negatif veya reel olmayan özkaynak karlılığına, gelir tablosu ile bilanço arasındaki dengesizliklere sahip şirketler gördük; bu performansların hiçbiri işletmeyi batırmamaktadır.
Günümüzde pek çok işletme için Veri Odaklı Sistemler ölüm kalım meselesi haline gelmiştir. Ancak, bir işletmenin yönetiminde analiz ve karar süreçlerini veri odaklı hale getirme girişimleri büyük oranda başarısızlıkla sonuçlanma riskine sahiptir.
İşletme analizi, bir işletmenin içinde bulunduğu durumu, sahip olduğu varlıkları ve gelişme süreçlerini belirlemeyi sağlayan önemli bir çalışmadır.
Son dönemlerde yaşanan ekonomik gelişmeler firmaların kaynak ihtiyaçlarını artırmış olup, bu durum yabancı kaynaklara daha fazla yönelmelerine sebep olmuştur.