Veri odaklı dijital dönüşüm projeleri başarısızlık riski içerse de aslında doğru bir süreç yönetimi ile rahatlıkla başarı ile sonuçlandırılabilir. Bunun için işletmenin veri odaklı bir sistem ile neler kazanabileceğini öğrenmesi ve buna ihtiyaç hissetmesi gereklidir.
Bu durumda önce Veri Odaklı Sistemlerin ne olduğunu ya da ne olmadığını anlamak gereklidir. Veri Odaklı Sistem, işletmenin bu sisteme dahil edilmiş tüm süreçlerindeki verileri saklayan ve işletmenin karar verme sürecinde (üçüncü parti veri kaynaklarını da kullanarak) ihtiyaç duyduğu anlamlı bilgilere dönüştürmeyi sağlayan analiz sistemleri topluluğudur şeklinde tanımlanabilir.
Tanımdan da anlaşılabileceği gibi Veri Odaklı Sistem, bir veya birden fazla sistemin birleşmesinden oluşur. Veri Odaklı Sistemler sizin adınıza karar vermezler ancak karar verme sürecinde sizin pek çok faklı senaryoyu karşılaştırmanızı / analiz etmenizi sağlayacak yetenekler sunarlar.
Veri Odaklı Sistemler, işletmeye ait tüm süreçlere entegre edilebilir ve Şirket Yönetimi için bir model olarak kullanılabilir. Bir işletmenin bu sistemi benimseyebilmesi için analiz ederek karar verme sürecine hazır/istekli olması ve “çevresini” iyi algılayabilmesi gerekmektedir.
Sanayi devriminden önce bir işletme sahibinin yalnızca yaşadığı yakın “çevrenin” ihtiyaçlarını anlıyor olması başarılı olması için yeterliydi. Burada bahsettiğimiz çevre birkaç yüz km2den daha fazla olmayan bir ölçeği temsil etmektedir. Eğer bu bölgede ayakkabı ihtiyacı var ve siz ayakkabı üretebiliyorsanız bunu yapmanız sizin başarılı olmanız için yeterli olacaktır. Üzerinizde yeni model, rakip ya da fiyat baskısı yoktur.
Sanayi devrimi sonrası “çevre” kavramı ulaşımın gelişmesi ile birkaç yüz km2den birkaç bin km2ye genişledi. Artık yalnızca sizin kasabanızdaki ihtiyaçları bilmeniz yetmiyordu. Komşu kasabada ne gibi ihtiyaçlar var sorusunu da kendinize sormanız ve komşu kasabadaki bir rakibiniz sizden daha iyi, yeni ya da ucuz ayakkabı üretiyor mu diye endişe etmeniz de gerekiyordu.
Zaman içinde çevre, kasabadan şehre, şehirden ülkeye ve günümüzde tüm dünyaya dönüşmüş durumdadır. Sanayi devrimi öncesinde bir ayakkabı üreticisi ömrü boyunca yalnızca bir model ayakkabı üretmişken, bugünün ayakkabı üreticileri birkaç mevsim sonrasının ayakkabılarını tasarlamak, bunlar için araştırma yapmak, araştırma ve üretim için kaynak bulmak, rakipleri arasında ayakta kalabilmek için belki de yeni pazarlar yaratmak durumundadır.
Sanayi devrimi öncesi ayakkabı üreticisi, mesleği ile ilgili her şeyi bilmekte, tüm ticaretini bir defter ile halledebilmekteydi. Oysa günümüzde her şey çok hızlı değişmektedir. Bugünün dünyasında var olmak isteyen bir işletmenin tüm dünyadan haberdar olması ve değişimler karşısında dinamik olarak davranabilmesi gerekmektedir.
İnternet çağında işletmeler zaman zaman sektörlerindeki en önemli firmalardan kendi işletmelerinde daha fazla bilgi sahibi olabilmektedirler. Sosyal medya ya da diğer haber kaynakları aracılığı ile sektörlerindeki en büyük firmaların pazarda neler yaptıklarından, birleşmelerden, yeni ürün ya da yatırımlardan anında haberdar olabilmektedir.
Bu geniş veri ağını kimi işletmeler kendi verileri ile birleştirerek çok daha iyi analiz süreçlerine ve karar verme mekanizmalarına sahip olabilmektedir.
Küçülmüş yeni dünya düzeninde var olabilmek için yalnızca işletmenize ait verilerle yetinmeniz ne yazık ki kalıcı başarıyı sağlamayacaktır. Verilerinizi yakın rakiplerinizle, hatta tüm sektörünüzle karşılaştırmanız, farklı senaryolarda nasıl sonuçlar alacağınız ile ilgili simülasyonlar yapabilmeniz ve tüm bu analizlerin sonunda aldığınız kararların sonuçlarını kurumsal hafızanız içinde saklamanız gerekmektedir.
Bunları yapabileceğiniz imkanları Veri Odaklı Sistemler size sağlayacaktır. Eğer hala başlamadıysanız, veriyi bilgiye çevirebilenin gittikçe güçlendi bu dünyada var olabilmek için işletmenizde veri odaklı bir değişim sürecine girmenizin zamanı gelmiş demektir.